Bilim Her Şeyi Açıklayabilir mi?

Bölümü oynat

“Bilim Her Şeyi Açıklayabilir mi?” John C. Lennox tarafından kaleme alınan ve İbrahim Yeşua Özçelik ve Timoteos Onur Özçelik tarafından çevrilerek, Haberci Yayınlarından (Kasım, 2023) çıkan kitabıdır. Kitap, bilim, felsefe ve Hristiyan inancı arasındaki ilişkileri anlamak isteyen herkes için değerli bir kaynak olarak önümüzde durur. Çevirmenlerin de titiz çalışması ile birlikte, akıcı ve anlaşılır dili, karmaşık konuları anlamayı kolaylaştırarak okuyucuda daha fazlasını öğrenme isteği yaratır. Yazar “Aramızda Kalsın Tanrı Var” (2012, Ufuk Yayınları) isimli kitabında olduğu gibi ele aldığı konuyu geçmiş ve günümüzden örnekler, karşılaştırmalar, mantıksal çıkarımlarla pekiştirerek okuyucuya sunar.

Lennox kitapta, bilimin doğal dünyayı anlamak için güçlü bir araç olmasına rağmen, sınırlamaları olduğunu ve özellikle anlam, amaç ve nihai gerçeklikle ilgili olanlar olmak üzere tüm sorulara cevap veremeyeceğini savunur. Yazar hem bilimin sınırlılığına hem hayat içinde sahip olduğumuz varoluşsal sorularımıza yönelik arayışımıza rehberlik ederken, kitabına da bu rehberliği takip etmeleri için okuyucularına açık bir davet sunarak başlar.

Kitabının ilk satırlarında bir matematik profesörü olarak evreni yaratan akıllı bir Tanrı’ya olan inancına, bununla birlikte Hristiyanlar için yaşamın aşkın bir anlama sahip olması konusuna vurgu yaparken, natüralist bakış açısını çarpıcı bir şekilde tanımlayan, fizikçi Sean Carroll’dan yaptığı alıntı oldukça dikkat çekicidir.

“Biz insanlar, doğanın örüntülerinin kişisel olmayan işleyişi aracılığıyla çevremizdeki dünyanın göz korkutan karmaşıklığı üzerinde kafa yorma, buna değer verme ve bu karmaşıklıkla ilişki kurma kapasitesi geliştirmiş organize çamur damlalarıyız… Hayatta bulduğumuz anlam aşkın değildir…” (s.22)

Lennox yazısına; geçmişten günümüze bir yolculukla bilim ve inancın nasıl olup da karşı karşıya geldiği konusundaki soruya cevap arayarak devam eder. Bunu da geçmişten ve günümüzden oldukça ünlü bilim insanlarının dünya görüşlerinin farklılıklarını yansıtan örnekler sunarak yapar. Yazar bilimin fiziksel evrenin mekanizmalarını ve kalıplarını tanımlamada mükemmel olmasına rağmen, insanlığın binlerce yıldır kafasını karıştıran temel sorulara; nihai anlam, amaç ve ahlak sorularını ele alma yeteneğinin doğası gereği sınırlı olduğunu savunarak yazısını sürdürür.

“Gerçek, doğa yasalarının evreni betimledikleri, ama aslında hiçbir şeyi açıklamadıklarıdır.” (s.43)

Tam da bu sözlerden yola çıkarak yazar; bilim ve inanç arasında uzlaşmaz bir çatışma olduğu yönündeki popüler düşüncenin aksine, doğru bir yaklaşımla bilim ve inancın birbirini tamamlayabileceğini, hakikati keşfetmek ve evreni anlamak için farklı, ama tamamlayıcı yollar sunabileceğini iddia eder. Hem bilimi hem inancı kucaklayan disiplinler arası bir yaklaşımı savunur.

“Bir matematikçi olarak, Hristiyan olarak kendimi evimde gibi hissetmemin nedenlerinden biri de hem bilim hem Kutsal Kitap’ın rasyonel argümanın önemi üzerinde ısrar etmesidir.” (s.76)

Lennox aynı zamanda inanç ve bilim karşılaştırmasında yapılan mantıksal, kategorisel hataları da ortaya çıkarmayı da ihmal etmez. Bilimsel olarak eğitimli bir dünyada Kutsal Kitap’a inanabilir miyiz? Kutsal Kitap’a güvenebilir miyiz? Mucizeleri nasıl anlamalıyız? Hristiyanlığın doğruluğunu test edebilir miyiz? gibi çoğu bilindik, ama belki de cevabı hep yarıda kalmış sorularla da ilgilenerek tutarlı çerçeveler sunar.

“Mesafeli durmanız halinde ne beni ne de herhangi bir kişiyi asla tanıyamazsınız. Eğer beni tanımak istiyorsanız, mesafenizi bir kenara bırakıp adım atmanız ve benimle sohbet etmeye başlamanız gerekecektir. Sıkı bağlar kurmadan bir ilişkinin ne olduğunu bilemezsiniz. Tanrıyla olan ilişki için de aynısı geçerlidir. Uzaktan [bazı şeyleri] kontrol edebiliriz ve etmeliyiz de fakat bu sadece ilk adımdır. Hristiyanlığın hakikatine ilişkin son kanıta sahip olmak için mesafeyi bırakmamız ve tövbe edip Mesih’e güvenmemiz gerekir.” (s.148)

Nihayetinde okuyucu olarak bizler onun vardığı sonuçlara katılalım ya da katılmayalım, Lennox kendi düşünsel dünyamızın ötesine geçmemiz ve varoluşa dair daha kapsamlı sorular sorarak kendi sınırlarımızı zorlamamız için bizi teşvik eder.

“O’nu tanımada başarısız olmak, hayatın nihai amacını ve sevincini kaçırmaktır. Fakat O’nun size olan mesajı şudur: O’nun bizler için yaptığı şeyler sayesinde hiçbir şeyi kaçırmanıza gerek yoktur.” (s.150)

Yazar: Serda Ayık Sez

Admin
Tarafından yayımlandı
Admin
Tartışmaya katılın

Diğer makaleler

Bölüm 172

Ortaya Çıkmak

Bu dönem Mesih’in Mesih olarak ortaya çıkışını anımsadığınız bir dönemdir ve Epifani -aydınlanma, aynı zamanda belirmek, ortaya çıkmak...

Bölüm 169

Huzuru Bulmak

J.P. Moreland’in “Huzuru Bulmak” kitabı 2020 yılında Terapi Kitap’tan çıkan ve Ayşe Ulucak tarafından Türkçeye kazandırılan kitabıdır...

FideCultura

Son eklenenler

Bölüm 167