Ortaya Çıkmak

Bölümü oynat

Bu dönem Mesih’in Mesih olarak ortaya çıkışını anımsadığınız bir dönemdir ve Epifani -aydınlanma, aynı zamanda belirmek, ortaya çıkmak demektir. Elbette vaftiz öncesi hep bir tövbe çağrısı vardır. Dolayısıyla İncil’in Matta bölümünde de Yahya’nın İsrail halkı için bir tövbe çağrısı olduğunu görürüz. Bu çağrıya karşılık halk günahlarından tövbe etmek üzere gelir ve vaftiz olur. Fakat Mesih’le birlikte gördüğümüz vaftizde bizi Tanrı çok daha derin bir özdeşleşmeye, kimliğe çağırır ve bu tövbeyle sınırlı kalmaz, çünkü asıl yolculuk bundan sonra başlar.

Vaftizle birlikte çok büyük bir kimlik alırız. Mesih’in vaftizi, izleyen bizler için kilisenin ortak hafızasında, paydaşlığında da çok büyük bir yere sahiptir. Her İsevi’nin hayatındaki kilit anlardan birini oluşturur. Hem bireysel hem kilise için çok önemli bir olaya tanıklık ederiz. Mesih’in vaftizine bakarken sonrasında olanlara bakmanın da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü imanlının yolculuğu aslında yetkiyle, donanımla ve bir anlamda atanmayla beraber vaftizinden sonra çok başka bir serüvene doğru yol alır.

Mesih’in vaftizine baktığımızda bazı sorular aklımıza gelebilir ve aynı zamanda bazı temalar görebiliriz. Yahya’nın hiç beklemediği bir anda İsa ona gelir ve günahların bağışlanması, doğru olan her şeyin yerine getirilmesi gibi temalar görürüz. Ardından sorular gelir. İsa neden vaftiz oldu? Tövbe etmesi gereken bir şey mi vardı? Matta bunu çok özel bir şekilde kaydeder, çünkü Yahya’nın bir itirazı vardır ve İsa’ya engel olmak ister. “Benim senin tarafından vaftiz edilmem gerekirken sen mi bana geliyorsun?” (Matta 3:14)  İsa’nın cevabı ise burada çok önemlidir “Çünkü doğru olan her şeyi bu şekilde yerine getirmemiz gerekir.” (Matta 3:15) Dolayısıyla burada İsa’nın tövbeye ihtiyacı olduğu için değil, bizimle özdeşleşmek üzere, günahların hepsini temizleyecek ve tövbemizi geçerli kılacak bir örnek olarak vaftiz olduğunu fark ederiz. Yahya’nın tövbe çağrısı ile son derece uyumlu bir şekilde, doğru olanı izlemek üzere bu yaşam kalitesine bir anlamda dönmek üzere vaftiz olacağımızın bir ön temsilini gerçekleştirir İsa. Aynı zamanda rıza gösteren bir Tanrı vardır önümüzde. İsa’nın kimliği açıklanır. İsa’nın vaftizine baktığımızda tümüyle Tanrı’ya adandığının ve O’nun karakterinin kutsallığının bir parçası olduğunu fark ederiz. İtaat yaşamın bir parçasıdır. İsa bizle kul olarak insan tarafından özdeşleşerek bu itaati bizim için örnekler ve bunu izlememizi ister. Böylece doğru olan her şeyin yerine gelmesi için İsa vaftiz olur.

Aynı zamanda İsa’nın Mesih olarak belirmesinin ve çarmıhtaki ölümünün dirilişinin de bir sembolü olur bu. Vaftizi düşündüğünüzde aynı zamanda çarmıhtaki ölümü ve dirilişi düşünüyor musunuz bilemiyorum ama günahlarımız için İsa ölüp dirilir ve aklanmamızı sağlar. Böylelikle biz de aynı şekilde sudan çıkarız. Bu sembolizm gerçekten çok etkileyicidir. Bir başka soru da şöyle olabilir. İsa zaten Kutsal Ruh’a ve Oğulluğa sahip değil miydi, ilelebet Tanrı değil miydi? Elbette öyleydi, ama bu gerçeklik, vaftizle birlikte Üçlübirlik gerçeği halka açıklanır. İşte bu gelen Mesih Tanrı’nın doluluğunda Üçlübirliğin ayrılmaz bir parçasıdır. Hem kendini alçaltır hem itaat eder ve gerçekten de Tanrı’nın Oğlu olduğunu ve Tanrı’nın Egemenliği’ni getirmek üzere Kutsal Ruh’la donatıldığını bu sahnede bize gösterir. Eski bir tarihçi ve ilahiyatçı olan Jerom, “Gizemli Üçlübirlik gerçeği İsa’nın vaftizinde açığa çıkmaktadır.” der.

İsa’nın aynı zamanda vaftizi bir son buyruk olarak vermesi de üzerinde düşünmemiz gereken çok önemli bir buyruktur.“Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin; (Matta 28:19)  buyruğu yetki sahibi olan İsa tarafından bize söylenir. Kendi vaftizlerimizi de düşünecek olursak Mesih’in adına iman edip vaftiz olmak yapılacaklar listesine atılmış bir işaret değildir. Mesih’le özdeşleşmemizi sürdüren, arttıran ve kendi hizmet tarihçemizi yazan olayların başlangıcıdır. Mesih vaftiz olduktan sonra atanması gerçekleşir ve ardından hizmeti başlar. Kutsal Ruh tarafından çöle yönlendirilir ve İblis tarafından denenir. Vaftize hazırlık zamanlarında genelde buna mutlaka vurgu yapıldığını duyarız, çünkü Mesih’le özdeşleşiyorsak ve herkese açık bir şekilde bunu beyan ediyorsak, beraber el ele yürümek için Mesih’le bir yolculuğa giriyorsak o zaman mutlaka tümsekler de olacaktır. Kimin egemenliğinde olduğumuzu hem kendimize hem Tanrı’ya tekrar göstermek için hatırlatmak için bu denemelerden geçmek durumunda kalırız. Ardından elbette bizler de Mesih gibi bir hizmette kilisede yer alırız, O’nun bedeninde donanırız, iyileşiriz, büyürüz ve ilerleriz.

Petrus’un Pentikost vaazının sonundaki çağrısını da hatırlarız aynı zamanda “Tövbe edin, her biriniz İsa Mesih’in adıyla vaftiz* olsun. Böylece günahlarınız bağışlanacak ve Kutsal Ruh armağanını alacaksınız.” (Elçilerin İşleri 2:38) Kurtuluşumuz gerçekten de Mesih’e imanla ve içten bir tövbeyle başlar. Bulunduğumuz yoldan döner, Tanrı’ya doğru yürür, O’nun doğruluğunda yaşamaya çalışır, O’nun sevgisiyle değişiriz. Bizim başardığımız bir şey değildir. Bize düşen irademizle gelip Tanrı’nın kim olduğuna ve İsa Mesih’in kurtarıcılığına iman etmek, böylece Tanrı’nın çocuğu olmaktır. Kutsal Ruh bize yardım eder ve vaftizde Mesih bize bunu gösterir. Rab nasıl kilisesini taşıyorsa ve ona en değerli payı veriyorsa, bizler de aynı şekilde bu yolculukta O’nun buyruklarını izlemeye başlar, öğrenci yetiştiririz. Böylece bizler de O’na ait olduğumuzu açıklarız.

Zihnimize ne kadar kuşku, sorgulayıcı düşünce gelse, kimliğimizle ilgili kafa karıştırıcı sesler de duysak Tanrı’nın Mesih’in vaftizindeki sesini hatırlarız yeniden. Sevgili oğlum, kızım, evladım sensin, ben senden hoşnudum. Mesih’e seslenen Tanrı Kutsal Ruh’la bize de seslenir. Zaman zaman dünyanın, İblis’in kafa karıştırıcı sesleri, ön yargılarımız ne zaman zihnimize gelse şunu anımsarız: Biz gerçekten zor bir şey yaptık. Bizi tutsak eden günahtan özgür olmayı seçtik ve bunun üzerinde Mesih’in yetkisini kabul ettik. O zaman bununla gayretle uğraşabiliriz. Mesih’in egemenliğini Tanrı’nın yardımıyla dünyaya gösterebiliriz. Mesih’in vaftizine baktığımızda bizim de onun gibi ölüp dirileceğini sonsuzlukta onunla birlikte olacağımızı tekrar görürüz. Bu Epifani döneminde de Mesih’in vaftizi kendini bizle özdeşleştiren Tanrı’nın bizde belirmesinin yeniden bir tazelemesi olsun.

Yazar: Senem Ekener

Admin
Tarafından yayımlandı
Admin
Tartışmaya katılın

Diğer makaleler

Bölüm 178

Neden Dua Ederiz?

Hepimizin çok istediğimiz, olması için saatlerce hatta günlerce dua ettiğimiz ama bir türlü gerçekleşmeyen dualarımız mutlaka vardır. Peki...

FideCultura

Son eklenenler

Bölüm 172