Bir Hristiyan Neden Felsefe Yapmalı (1. Bölüm)

Bölümü oynat

“Bilgelik arayışı kişiyi özellikle arkadaşlıkta Tanrı ile bir araya getirir.”
– Thomas Aquinas

Bir önceki ‘Felsefe öldü mü?’ başlıklı yazıda felsefenin göz ardı edilmesi ve hor görülmesi durumunda ortaya nasıl ironik ve mantığa aykırı durumların çıkabileceğini göstermeye çalışmıştım. Devam niteliğindeki bu yazıda ise Hristiyanların felsefeye bakış açılarının genelde nasıl olduğu ve nasıl olması gerektiği konusunda kendi düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum

Felsefe kelimesi, Grekçe ‘philosophia’ kelimesinden gelmektedir ve ‘philo’ ve ‘sophia’ kelimelerinden oluşmaktadır. Philo kelimesi Türkçeye kardeş sevgisi olarak, sophia kelimesi ise bilgelik olarak çevrilmektedir. Kısacası felsefe, ‘bilgelik sevgisi’ demektir. Peki, günümüzde Hristiyanlar felsefeye nasıl bakmaktadırlar? Maalesef Hristiyanlar arasında da felsefe hakkında derin yanlış anlaşılmalar vardır. Bunun neticesinde felsefeye bir önceki yazıda görüşleri sunulan bilim adamlarından daha beter bir muamele yapılmaktadır.

İlk olarak, felsefe dendiğinde akla özellikle Koloseliler mektubunda geçen bir ayet gelir.[1] Çünkü Kutsal Kitapta felsefe terimi birebir olarak yalnızca burada geçer. Fakat ayetin bağlamı iyi anlaşılmadığından felsefe, boş ve aldatıcı olarak görülür. Bu yanlış anlaşılmanın düzeltmesi gerekir. Elçi Pavlus, Kolose’deki kiliseye genel anlamda felsefeden uzak durmalarını söylemez. Bu pasajda bahsedilen David Cook’un dediği gibi: “Dünyanın temel öğeleriyle desteklenen, Mesih’ten esinlenmeyen görüşlerdir.”[2]

Grekçe metinde, felsefe kelimesinin önünde bizim dilimizde bulunmayan bir tanımlama eki (İngilizce’deki “the” eki gibi) kullanılmıştır. Bu da genel olarak değil ama belirli bir felsefeye (öğretişe) karşı uyarı yapıldığını göstermektedir. Ayrıca yine ayetin içinde bulunduğu dilbilgisi bize “boş ve aldatıcı” kelimelerinin felsefe ile birlikte kullanıldığını ve onu nitelediğini göstermektedir.[3] Bu da yine ayette genel olarak felsefeden bahsedilmediğini gösterir. Bununla birlikte ilk yüzyılda felsefe terimi günümüzdeki anlamından çok daha geniş bir anlama sahiptir. Bu terim sadece Grek filozoflarının sistematikleştirilmiş düşüncelerini değil; ama hemen hemen herhangi bir inancı tanımlamak için kullanılmıştır. Pavlus bu ayette özellikle Kolose’de duyurulan sahte dinsel öğretişlere işaret etmektedir.[4] Bu öğretişin ne olduğuna ilişkin bugün kesin bir bilgiye sahip olmamamıza karşın, birçok uzman Pavlus’un kastettiği felsefenin, yasacılığa, gizemciliğe ve çileciliğe teşvik eden bir öğretiş olduğunu düşünmektedirler.[5]

Kısacası, Kutsal Kitap bizi felsefeden uzak durmaya değil; ama boş ve aldatıcı felsefelere dikkat etmeye ve bunların tutsağı olmamaya çağırır. Bilmediğimiz bir şey hakkında dikkatli olamayız değil mi? Tanrı’nın bizi çağırdığı şey bilgisizlik değil; ama tam bir bilgeliktir. Öyle ki Mesih’e değil de dünyanın temel ilkelerine dayanan felsefelerin ya da öğretişlerin farkına varalım ve dikkatli olalım. Bunun yanı sıra Koloseliler mektubunda şunları okumaktayız:

“… Öyle ki, anlayışın verdiği tam güvenliğin bütün zenginliğine kavuşsunlar ve Tanrı’nın sırrını, yani bilginin ve bilgeliğin bütün hazinelerinin saklı olduğu Mesih’i tanısınlar.” – Koloseliler 2:2-3

Ayet bizi açıkça bilginin ve bilgeliğin bütün hazinelerin saklı olduğu Mesih’i tanımaya teşvik eder. Zaten felsefenin de kelime anlamı ve amacı, “Bilgiyi sevmek ve onun peşinden koşmak” değil midir?[6] Kutsal Kitap bize gerçek bilginin doğasına ilişkin açıklamalar yapar ve bir anlamda bizi açıkça gerçek felsefeyi yapmaya çağırır. Orta Çağ’ın önemli filozoflarından ve kilise babalarından birisi olan Thomas Aquinas bilgelik arayışı konusunda şöyle der: “Bilgelik arayışı kişiyi özellikle arkadaşlıkta Tanrı ile bir araya getirir.”[7] Düşünsel yaşamımız Tanrı ile olan ilişkimizin vazgeçilmez bir parçasıdır.
Devam edecek…

Yeşua ÖZÇELİK

Dipnotlar:

[1] Koloseliler 2:8
[2] David Cook, Filozoflar ve İnanç, Haberci Yayınevi, 2004, s.295
[3] W. L. Craig, J.P. Moreland, Philosophical Foundations for a Christian Worldview, InterVarsity Press, 2003, s.18
[4] http://www.ligonier.org/learn/devotionals/human-philosophies/
[5] Norman Geisler and Thomas Howe, The Big Book of Bible Difficulties, Baker Books, 1992, s.487
[6] Tanrı, kendisinden bilgelik isteyen Kral Süleyman’ın bu isteğinden hoşnut kalmış ve isteğini gerçekleştirmiştir.
[7] Thomas Aquinas, Suma Contra Gentiles, Book One

Yeşua Özçelik
Tarafından yayımlandı
Yeşua Özçelik
Tartışmaya katılın

Diğer makaleler

FideCultura

Son eklenenler

Bölüm 2