Depremin Düşündürdükleri

Bölümü oynat

6 Şubat 2023, Pazartesi sabahı korkunç bir haberle uyandık. Uzakta olanlar henüz ne tür bir felaketle karşı karşıya olduğumuzu idrak edememişti, fakat ülkemizin en önemli gerçeklerinden biri tekrar karşımızda duruyordu: deprem!
2017 yılında meydana gelen Çanakkale depreminden sonra kaleme alınan bu yazı, 10 ilimizi etkileyen iki büyük depremin meydana getirdiği deprem felaketinden sonra yeniden akıllara gelen bir soruyu ele almaktadır.
Deprem felaketinde hayatını kaybedenlerin yakınlarına ve depremden etkilenen insanımıza başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi sunarız.

Çanakkale’de iki gün önce üst üste meydana gelen depremler yine klasik bir soruyu gündeme taşıdı: ‘Çanakkale’de meydana gelen bu depremler beklenilen büyük İstanbul depremini tetikler mi?’

Katıldığı bir programda bu konuda açıklama yapan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener’in sözleri çarpıcı bir başlık ile “Kandilli’den korkutan açıklama: ‘İstanbul’da 7,2’lik deprem…” şeklinde verildi. Buna karşın Sayın Özener, bu depremin İstanbul’daki fay sistemini harekete geçirip geçirmemesinden ziyade, İstanbul’da 7.2’lik bir deprem olursa, bu bizler için şaşırtıcı olmaz diyordu.[i] Çünkü zaten hâlihazırda 1999 İzmit depreminden bu yana İstanbul ile ilgili bir deprem senaryosu öne sürülmekte ve gerekli önlemlerin alınması için uyarılar yapılmaktaydı.

Bu tür sorular ve başlıklar aslında bir yerde bizim toplumumuz ile ilgili bir gerçeği de gözler önüne sermektedir. Bizler gerekli önlemleri almak yerine ‘İstanbul depremi ne zaman olacak?’ ya da ‘Depremi önceden kestirebilmek mümkün mü?’ gibi sorulara yanıt olarak kesin bir tarih almayı, bir tür önlem alma olarak değerlendiriyoruz. Böylece örneğin deprem olmadan 1 gün önce, 1 saat önce ya da 5 dakika önce haber verilirse -duruma göre kurtarabileceğimiz kadar eşyamızla birlikte- en azından kendimizi binadan uzaklaştırarak hayatımızı güvenceye almayı bekliyoruz.[ii]

Deprem dalgalarından hareketle depremi çok kısa bir süre önce saniyelerle kestirebilmek olanaklı gözükse de bu sadece doğalgazın kesilmesi gibi çok ani ama hayati önlemlerin alınmasına yardımcı olmaktadır. Fakat maalesef depremi yukarıdaki gibi kestirebilmek şu anda mümkün gözükmemektedir. Bu nedenle gerekli önlemleri farklı şekilde almamız gerekir.

Aslında tüm bu deprem tartışmalarını incelerken, Kutsal Kitap’tan birkaç yeri aklıma geldi. Mesih İsa’nın ikinci gelişinin ne zaman olacağını merak eden öğrencileri şunu sorarlar:

İsa, Zeytin Dağı’nda otururken öğrencileri yalnız olarak yanına geldiler. “Söyle bize” dediler, “Bu dediklerin ne zaman olacak, senin gelişini ve çağın bitimini gösteren belirti ne olacak?” [iii]

Mesih İsa bazı belirtilere işaret ederek şöyle yanıt verir:

“İncir ağacından ders alın! Dalları filizlenip yaprakları sürünce, yaz mevsiminin yakın olduğunu anlarsınız. Aynı şekilde, bütün bunların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki, İnsanoğlu yakındır, kapıdadır.[iv]

Doğa bize ders çıkarabileceğimiz bazı uyarılarda bulunur. Yapılan gözlemlerde, ölçümlerde bazı bulgular elde ederiz. Örneğin, eğer Marmara’da her 250 yılda bir periyodik olarak büyük bir deprem meydana geliyorsa ve bu sürenin sonuna yaklaşıldıysa bu bir işarettir. Ayrıca eğer Kuzey Anadolu Fayı Erzincan taraflarından kırılmaya başlayarak batıya doğru kırılma yaşıyorsa ve Marmara da bu fay hattının bir uzantısı ise, o zaman 1999’da İzmit’te yaşanan depremin ardından Marmara’daki fay sistemine bir enerji yüklenmesi olduğunu ve sırada Marmara’nın olduğunu anlayabiliriz. Bunun gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Bunlar birer işarettir.

Şu anda depremin ne zaman olacağını bilmiyoruz. Buna benzer şekilde İsa da öğrencilerine ikinci gelişi öncesinde meydana gelecek belirtilerden bahsettikten sonra şöyle der:

“Bunun için uyanık kalın. Çünkü Rabbinizin geleceği günü bilemezsiniz… Bunun için siz de hazır olun! Çünkü İnsanoğlu beklemediğiniz saatte gelecektir.” [v]

Burada ders alabileceğimiz bazı şeylerin olduğunu düşünüyorum. Mesih İsa’nın ne zaman döneceğini bilemememize karşın, hazır olmak konusunda uyarılırız. Buna benzer şekilde şu anda ne zaman olacağını kesin bir şekilde bilemeyeceğimiz bir deprem hakkında da hazır olmalıyız. Eğer belirtiler İstanbul’da yakın zamanda bir depremin olacağını işaret ediyorsa, ‘Çanakkale’deki deprem İstanbul’u tetikler mi?’ sorusundan ziyade sormamız gereken asıl soru şudur: Hazır mıyız?

Yeşua Özçelik

Dipnotlar:
[i] http://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/kandilliden-korkutan-aciklama-istanbulda-72lik-deprem-1666011/
[ii] Aslında bunun da çok sağlıklı bir önlem olmadığını deprem güvenliği konusundaki çalışmalardan anlayabilirsiniz. 
[iii] Matta 24:3
[iv] Matta 24:32
[v] Matta 24:44
Resim: http://bursadabirgun.com/

Yeşua Özçelik
Tarafından yayımlandı
Yeşua Özçelik
Tartışmaya katılın

Diğer makaleler

Bölüm 152

Darmadağın Evim

Kathleen Norris, “Üzgün Canavar” adında bir şiir yazan küçük bir çocuğun hikâyesini anlatır. Şiir bir itirafla başlar: “Babasının ona...

Bölüm 151

Tatlı, Acı

Genelde iyimser bir insan sayılırım. Kötü durumların iyi taraflarını bulurum, dünyaya umut dolu gözlüklerle bakarım ve kişisel ilişkilerde...

Bölüm 150

Ateizmin Sonu

Tanrı’nın bir yanılgı olduğunun, insan yaşamına ve uygarlığına zarar verdiğinin çığırtkanlığını yapan, inancın sona erişini haber veren...

FideCultura

Son eklenenler

Bölüm 38