“Ne çok istek. Ne çok özlem. Ve ne çok acı, yüzeye ne kadar yakın, yalnızca birkaç dakika derinde. Yazgı acısı. Varoluş acısı. Hep orada olan yaşam zarının hemen altında sürekli uğuldayan acı. Ulaşılması bu kadar kolay olan acı. Pek çok şey –basit...
“Sorumlu kelimesi çeşitli biçimlerde kullanılabilmekle birlikte ben Sartre’ın tanımını tercih ediyorum: sorumlu olmak, -yaratıcısı olmak- demektir, yani her birimiz kendi yaşam planımızın yaratıcısı olmak durumundayız. Her şey olma özgürlüğümüz...
İş yaşamı hayatımızın büyük bir bölümünü kapsayan bir alanı oluştururken, aynı şekilde zaman içinde iş arkadaşlarımız da ailemizden çok daha fazla görüp, birlikte olduğumuz insanlar haline gelirler. Bu anlamda paylaşımlar ve yaşanmışlıklar açısından...
Bilim, özellikle fizik ve biyoloji alanlarında her geçen gün daha fazla gelişme göstererek gerçek anlamda çok önemli bir mesafe kat etmiştir. Öyle ki bunun bir yan ürünü olarak bazı bilim adamları artık her şeye çözüm üretebildiklerini ve sorulmuş...
“Bilgelik arayışı kişiyi özellikle arkadaşlıkta Tanrı ile bir araya getirir.”– Thomas AquinasBir önceki ‘Felsefe öldü mü?’ başlıklı yazıda felsefenin göz ardı edilmesi ve hor görülmesi durumunda ortaya nasıl ironik ve mantığa aykırı durumların...
“İyi felsefe, başka hiçbir neden olmasa bile sırf kötü felsefenin yanıtlanması gerektiği için var olmalıdır.”– C. S. Lewis –İsa Mesih’e sorulan sorulardan birisi de “Buyrukların en önemlisi hangisidir?” sorusudur. İsa Mesih şöyle karşılık...
Yuhanna 11:35’de “İsa ağladı.” İncil’in en kısa ayeti olarak geçer ve burada İsa en yakın dostunun ölümüne ağlamaktadır.Yas tutmanın olağan hali, sevdiği kişiyi bir daha göremeyecek olmanın derin kederi, insan hayatında yarattığı derin...
Küstahlığın ardından utanç gelir, Ama bilgelik alçakgönüllülerdedir. Özdeyişler 11:2Birinin bilmediği bir şeyi bildiğini sanması cehaletin en utanç verici türü değil midir?–Sokrates Bilgelik ve alçakgönüllülük arasındaki ilişki birçok kez çeşitli...
Yaşayan Kütüphanenin ikinci gününde tanıştığım bir genç Hristiyanlık hakkında konuştuğumuz bir zamanda şöyle bir cümle kullandı: ‘İncil sanki bir öykü gibi…’ Ben ona ‘‘Evet, yani?’’ diye sorduktan sonra bana öykü gibi olan bir kitabın nasıl tanrısal...
“Ama Tanrı, ‘Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz’ dedi.” Yaratılış 3:3 İnsanlık kendi kararını verip meyveye uzandığında en güvenli yerden kovulmayı da göze alır. Utancı üç beş...