Geçmiş ve Günümüz

Bölümü oynat

Hristiyanlığın müjdesi genellikle inancın temelini anlatan birkaç cümle ile şöyle özetlenir: Tanrı bizi sever ve bizim için muhteşem bir planı vardır; ama bizler günahlı olduğumuz için ondan ayrı düşmüşüzdür. Bu çıkmazın yanıtı, çarmıhtaki İsa Mesih’tir ve bizler, İsa’yı kişisel kurtarıcımız olarak kabul edersek, sonsuz yaşama kavuşuruz.

Bu özet aslında doğru olmakla birlikte Tanrı’nın planını tüm ayrıntılarıyla içermez. Öncelikle bu kadar sadeleştirilmiş bir ifade biçimi, müjdenin sadece kişisel tatmine yönelik bir fikir olduğu gibi yanlış bir anlama gelebilir. Sonuçta “Tanrı SENİ seviyor ve SENİN için harika bir planı var.”, “Potansiyellerini yaşa ve sahip olabileceğin en iyi hayatı kucakla!” gibi eksik ifade biçimleri ortaya çıkabilir. Bu kadar kısaltılmış bir özetin merkezinde İsa değil, kişinin kendisi yani İsa’ya iman edenler varmış gibi algılanabilir. Fakat tam tersine hem Eski hem de Yeni Antlaşma’nın merkezinde aslında odak noktası Tanrı’nın planının gerçekleşmesidir.

İnsanoğlunun kurtuluş öyküsü, Tanrı’nın tarih boyunca insanlar ve uluslar üzerindeki bütün ve çok katmanlı hareketinin bir sonucudur. Tabii ki bu oldukça uzun ve detaylı bir hikayedir ve kısaltıldığında mutlaka bir şeyler eksik kalacaktır. Peki, İsa’nın dirilişi konusunda ne söylenmelidir? Ya da dönüşü ve bizim kurtarılmamız konusunda verdiği söz konusunda? Yeni dünya ve yeni cennet nasıl anlatılır? Şu anda, burada var olan Tanrı’nın Krallığı’na ne olur?

Kutsal Kitap birçok kitabın birleşmesinden oluşur ve bu kitapların her biri, bu muhteşem ve göz alıcı hikâyenin bir kısmını anlatır. Hristiyan inancının kökleri, binlerce yıllık insanlık tarihinin derinliklerine kadar uzanır. Hem kişisel hem toplumsal olarak birçoklarının kendini Hristiyanlığa yakın hissetmesinin sebebi de bu köklülüktür. Bir birey olarak İsa ve bize sunduğu kurtuluşun bizim için anlamlı olmasının sebebi, İsa’nın bir yandan tarihi bir karakter olması ve dün, bugün, yarın ve sonsuza dek aynı kişi olmasıdır.

Hristiyanlık dışındaki birçok başka inanç sistemi için tarih, döngüsel bir şeydir. Biri öldükten sonra, onun reenkarnasyona uğrayacağı ya da yeniden doğacağı öğretilir. Hristiyanlar için durum bunun tam tersidir. Bizim inancımız, tarihteki bazı belirgin olaylarla tanımlanır. Geçmiş ve gelecek önemlidir, çünkü her ikisi de şu anı fazlasıyla etkiler. Geçmiş, şu anki durumumuz konusunda bize bir bakış açısı kazandırıp bize bir amaç verirken, gelecek bize umut vaat eder ve hayatın anlamını ortaya koyar. Bugün hayatımızda neyle uğraşıyor olursak olalım, bu da bir gün geçecektir. Geleceğe dair verilen sözlerin ipuçları, geçmişte gizlidir. Bizim için, tüm gözyaşlarının silineceği, Tanrı’nın sınırsız dostluğuna erişeceğimiz bir gün gelecektir.

Fakat bugün, dünya görüşümüz ne olursa olsun hepimiz ne yazık ki tarihsel bir hafıza kaybının etkisinde gibiyiz. Tarihi anlamaya karşı duyduğumuz tüm ilgiyi kaybetmiş gibi görünüyoruz. Uydurma ve popüler tarihi hikâyeler, sözde uzun zamandır kayıp olan İncil’lerin yarattığı heyecan ya da tarihsel bir perspektife hiç sahip olmamanın rahatlığı yüzünden tarihin bizim için varoluşsal anlamı oldukça azalmıştır. Tarihi hiçe sayan böyle bir ortamda gerçeklik de doğal olarak zarar görür.

Hristiyanlığın mesajı ise bu tarihsiz iklimin tam tersine, insanlığın zamanı ve mekânı içinde Tanrı’nın eylemlerini bildirmesinde gizlidir. Yaşamış, ölmüş ve yeniden diriltilmiş bir kurtarıcıya inananlar için, tarih kaçınılmazdır; bu o bireyin kişiliğinin önemli bir parçasıdır.

Tanrı, önce İsrail halkı aracılığıyla, şimdi de İsa Mesih’in bedeniyle binlerce yıllık planını hayata geçirir. İsa çarmıha gerildiğinde, sonra yeniden dirildiğinde, inancın, Tanrı’nın her şeyi kapsayan egemenliğinin yankılandığı tarihi karakterini hatırlarız. İsa’nın yolundan yürümeye dair aldığımız çağrıyı kabul ettiğimizde, geçmişi, şu anı ve geleceği kapsayan bir anlatıya adımımızı atarız. Fani hikâyelerin içinde, her zaman var olmuş olan ve var olacak olanı bildiririz.

Yazan: I’Ching Thomas
Çeviri: Senem Ekener

Admin
Tarafından yayımlandı
Admin
Tartışmaya katılın

Diğer makaleler

Bölüm 178

Neden Dua Ederiz?

Hepimizin çok istediğimiz, olması için saatlerce hatta günlerce dua ettiğimiz ama bir türlü gerçekleşmeyen dualarımız mutlaka vardır. Peki...

FideCultura

Son eklenenler

Bölüm 175